Recep ERÇİN
Dünyanın önde gelen iktisatçılarından biri olan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Ekonomi Profesörü Daron Acemoğlu, Türkiye’nin Orta Vadeli Programına ilişkin şu soruları gündeme getirdi: “Türkiye’yi ve dünyayı etkileyecek akımlar var. Yapay zekâ, yaşlanan nüfus, iklim değişikliği ve ona adaptasyon, küreselleşmenin yeniden yapılanması…
Türkiye bunlara hazır mı? Şimşek programı içinde bunlarla ilgili ne yapıyor? Bunlardan önce 2010’larda ne yaptık? Beşeri sermayeye, bilime yatırım yaptık mı? Kurumları iyileştirdik mi? Yapay zekâya hazırlandık mı? Eğitim sistemini düzelttik mi? Yaşlanmayla ilgili yeni teknolojilere yatırım yaptık mı? Şimdi yapıyor muyuz? Bunları sormak lazım.”
“Kalkınma programına ihtiyaç var”
Türkiye İş Bankası, 100. kuruluş yıldönümü vesilesiyle düzenlediği ‘Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış’ başlıklı konferansta bir araya geldiğimiz Acemoğlu, “Faizleri azıcık çıkaralım, enflasyonu azıcık düşürelim, yabancı sermayeden para alalım ki birkaç sene daha ekonomi gitsin… Böyle yaparsak treni kaçırırız” dedi.
Türkiye’nin bir kalkınma programına ihtiyacı olduğunu ifade eden Acemoğlu, “Şu anki programın ben neoliberal bile olmadığını düşünüyorum. Bir aşağı bir yukarı, bir aşağı bir yukarı, neoliberal bile değil… Türkiye bu faizlerin çok daha fazla yükselmesine izin vermeyecek. Yine düşüreceğiz faizleri, yine ekonomi balonlaşacak. Türkiye’nin önünde en çok 20 senelik bir pencere var; belki 15. Bunu da kaçırırsak çok kötü. Ülke iyice geri kalır, treni kaçırmış olur… Enflasyonu tartışmamız lazım ama bir tek enflasyonu tartışmamız lazım… Londra’daki finansmanlardan 1 milyon dolar daha aldık, o değil. Konuşmamız gereken şeyler çok daha geniş” mesajlarını verdi.
ABD ve Çin arasındaki rekabet için bir ekonomik savaşa evrilip evrilmeyeceğini sorduğumuzda, “Bazıları buna ‘ikinci soğuk savaş’ diyorlar ama bence o kadar abartmaya gerek yok” diyen MIT Profesörü Acemoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “ABD ve Çin arasında çok büyük bir rekabet var, bu normal. Özellikle teknoloji konusundaki normal. Çünkü teknolojiye ikisi de yatırım yapmak istiyorlar, ikisi de teknolojinin öneminden emin, iki ülke de bunun çok stratejik olduğunu düşünüyor hatta belki de gereğinden çok stratejik olduğunu düşünüyor. İki ülkenin çıkarları çok farklı; hem ekonomik hem teknoloji konusundaki.
Çin, teknolojiye yatırım yaptığında, özellikle sansür konusunda, toplumu denetleme konusunda yatırım yapıyor, bu demokrasiyi zayıflatıcı bir şey. Ve bu Çin’in planının bir parçası, denetleme çok önemli. ABD için de önemli ama değişik açılardan. Özellikle çip rekabetinin vurguladığı bu; en ileri gelen bilgisayar çiplerini kim kontrol edecek, kim onlara daha fazla sahip olacak? Bunlar çok önemli. Ama umarım bunu savaş değil de bir rekabet halinde görürüz.”
“Sıcak savaş tehlikesi yok değil”
Türkiye açısından bakınca savaşın ‘çok kötü’ olacağını belirten Daron Acemoğlu, “Daha da önemli olan şey; bu rekabet, dünya ekonomisini çok etkileyecek ve buna hazırlanmak. Türkiye’nin ortadayım demesi doğru. Ama onu söylerken ben ortadayım demesi yetmez. Şu anda Rusya’ya ve Ukrayna’ya tekstil satarak belki kısa sürede para yapabilirsiniz ama uzun dönemde ben ortadayım ama benim teknolojiye yatırımımın onlar kadar olması lazım” görüşlerini aktardı.
Acemoğlu’na, “Dünyada bir sıcak savaş tehlikesi görüyor musunuz?” diye sorduğumuzda, “Ne yazık ki var” şeklinde yanıt veren Acemoğlu, “Çin ve ABD konusunda da her ne kadar iyimser olmaya çalışsam da, her ne kadar arkadaşım Niall Ferguson’un soğuk savaş söylemini kabul etmesem de Tayvan konusunda bir savaş olasılığı var. Ortadoğu’yu siz daha iyi biliyorsunuz. Umarım ki bütün bunlar büyük kapsamlı bir savaşa yol açamayacak. Ama emin değiliz tabi ki.”
“Türkiye’ye yatırım gelecek”
The Economist dergisi tarafından tartışmaya açılan ‘ekonomik vatan’ veya ‘ekonomik milliyetçilik’ akımına yönelik görüşlerini sorduğumuz Daron Acemoğlu, “Trump gelirse daha sert görürüz, Kamala gelirse de devam eder. Ticaret engelleri artacak özellikle çip setleri, yapay zekâda daha da devam eder. Buna hazırlanmamız lazım evet” dedi.
ABD, Çin’e karşı alternatif tedarikçiler yaratmaya çalışırken ve bir yandan da korumacılık artarken sermaye akımlarının bundan nasıl etkileneceği konusundaki sorumuza da yanıt veren Daron Acemoğlu, “Kısa dönemde sermaye akımları düştü ama bence yeniden artabilir. Eğer ABD gerçekten Çin’den öteye Endonezya, Vietnam ve Türkiye’ye de yatırımda bulunacaksa bu, yeni sermaye akımı demektir.
Türkiye’nin çok ihtiyacı var, ama Amerika’nın da çok ihtiyacı var. Görüyorsunuz nerelere gidiyor Amerika; müttefikiyiz dediği yerlere gidiyor. Türkiye zamanında Amerikalı ile müttefikti ama bu son 10 sene içinde söylem çok negatif. Bu, Amerikan yatırımcılarını ve devleti etkiliyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye neler yapmalı?
Demokrasinin gelişimi konusundaki görüşlerini de paylaşan MIT Ekonomi Profesörü Daron Acemoğlu, “Türkiye demokrasi açısından 2002-2006 arasında çok başarılı dönemden geçti. Ortadoğu’da başarı olarak görülüyordu. Bu değişti. Yabancılar Türkiye’deki söylemin de ne kadar değiştiğini görüyorlar. Türkiye’nin şu hataları yapmasaydı dediğim çok şey var, ama ileriye bakalım.
Demokratikleşmesini kuvvetlendirmesi, kurumlarının, ifade özgürlüğünün iyileştirilmesi, beşeri sermayeye yatırım yapması, teknolojiye önem verip teknolojinin doğru kullanılmasını sağlayacak altyapı yatırımlarını yapması lazım” mesajı verdi. Basın başta olmak üzere kurumsal erozyonun yaşandığını öne süren Acemoğlu, “Türk insanı da bunun farkında, ama bunun zor geri geleceğinin farkında değil. Kurumları çökertmek çok kolay, yeniden yapmak çok zor. Yargıyı yeniden nasıl yaratacaksınız? Bağımsız medyayı nasıl yaratacaksınız? Bundan sonra bir hükümet gelse kendi bağımlı medya ve yargısını yaratacak” ifadelerini kullandı.